Simyacı - Paulo Coelho
Endülüs'te yaşayan çoban Santiago'nun rüyasında Mısır piramitlerinin yakınlarında bir hazine bulacağını görmesi üzerine İspanya'dan Mısır'a hazineyi aramaya giderek çıktığı bu yolculukta edindiği tecrübeleri ve keşfettiği içsel değerleri anlatan eserdir.
Erdoğancan Yüksel
4 dakika 20 saniye okuma süresi
Simyacı - Paulo Coelho
Erdoğancan Yüksel
4 dakika 20 saniye okuma süresi
Endülüs'te yaşayan çoban Santiago'nun rüyasında Mısır piramitlerinin yakınlarında bir hazine bulacağını görmesi üzerine İspanya'dan Mısır'a hazineyi aramaya giderek çıktığı bu yolculukta edindiği tecrübeleri ve keşfettiği içsel değerleri anlatan eserdir.
Simyacı - Paulo Coelho Konusu:
Paulo Coelho'nun "Simyacı" adlı eseri, İspanya'nın Endülüs bölgesinde yaşayan Santiago adında bir çobanın rüyasında Mısır piramitlerinin yakınlarında saklı bir hazineyi görmesi üzerine koyunlarını satarak Mısır'a gitmesi ve rüyasında gördüğü hazineyi bulma hayalini konu almaktadır. Melkisedek adlı gizemli yaşlı bir adam, Santiago'yu bu hayalini gerçekleştirmesi için cesaretlendirir. Bunun üzerine Santiago hazineyi bulmak için yola çıkar.
Santiago bu yolculukta hem Tanca'nın oldukça kalabalık ve hareketli pazarlarına hem de uçsuz bucaksız Kuzey Afrika çöllerine gitmiştir. Yolculuğunda simya ilimi ile uğraşan bir İngiliz ile tanışmıştır. Daha sonrasında ise bilge bir simyacı ile karşılaşmıştır. Simyacı Santiago'ya rehberlik etmiş, ona kalbini dinleterek evreni anlamayı ve hayal ettiği hazinenin somut bir hazine olmayabileceğini öğretmiştir.
Yolculuğu sırasında Santiago Fatima adında bir kız ile tanışmış ve ona aşık olmuştur. Fatima Santiago'nun hayallerine ulaşma isteğini desteklerek ona aşk ve kader arasındaki dengenin önemini göstermiştir. Yolculuğunun sonunda Santiago piramitlere ulaşmayı başarmıştır. Ancak aradığı hazinenin İspanya'da yani yolculuğa başladı yerdeki bir ağacın altında olduğunu öğrenmiştir. Bunun üzerine Santiago gerçek hazinenin aslında yolculuğun kendisi olduğunu anlamıştır.
Simyacı - Paulo Coelho Özeti:
Santiago Endülüs'te yaşayan bir çobandır. Ailesi Santiago'nun rahip olarak bir kilisede görev yapmasını istemiştir. Fakat Santiago rahip olup bir kilisede kalmak yerine farklı yerler görüp yeni insanlarla tanışmayı istemektedir. Bu sebepten dolayı Santiago bir akşam bütün cesaretini toplayarak ailesine rahip olmak istemediğini anlatır. Babasının yalnızca çobanların başka yerleri görebileceğini söylemesi üzerine de Santiago çoban olacağını söyler. Ertesi gün babası içinde üç eski İspanyol altın lirası bulunan bir keseyi oğluna verir ve Santiago'ya "Git kendine bir sürü al ve en iyisinin bizim şatomuz, en güzel kadınların da bizim kadınlarımız olduğunu öğreninceye kadar dünyayı dolaş" der. Santiago babasının verdiği para ile koyun sürüsü alarak gezmeye başlar ve artık istediği yaşam tarzını bulmuş olduğunu hissetmektedir. Santiago koyunlarına son derece bağlıdır ve birbirlerini karşılıklı anladıklarını düşünmektedir.
Aradan zaman geçtikten sonra Santiago koyunlarını kırktırıp yünlerini satmak için şehire gider. Şehirde bir dükkana girer fakat dükkan kalabalık ve yoğun olduğundan dükkan sahibi Santiago'ya beklemesini söyler. Santiago beklerken bir kızla tanışır ve onunla sohbet eder. Kız dükkan sahibinin kızıdır ve Santiago'nun okumayı bilmesine şaşırmıştır. Santiago kıza karşı güzel duygular hissetmektedir. İkili sohbet ederken kızın babası gelir ve dört koyun kırkmasını söyler. Koyunları kırktıktan sonra da ertesi yıl tekrar gelmesini söyler. Santiago şehirden ayrılırken tanıştığı kızdan etkilendiğini düşünür ve seneye tekrar gelene kadar sabırla beklemeye karar vermiştir.
Aradan uzun bir zaman geçmiş ve Santiago'nun şehre gidip koyunlarını kırktırmak ve kızı tekrar görmek için sadece dört günü kalmıştır. Bu süreçte Santiago ard arda aynı rüyayı iki kez görmüş ve bu rüyalar onu oldukça etkilemiştir. Bunun üzerine şehirde yaşayan yaşlı bir düş yorumcusu kadın aklına gelmiş ve rüyasını yorumlatmak için yaşlı kadının yanına gitmiştir. Santiago rüyasında bir çocuk gördüğünü ve çocuğun Mısır piramitlerine giderse gizli bir hazine bulacağını söylediğini ancak tam hazinenin yerini söyleyecek iken uyandığını yaşlı kadına anlatır. Bunun üzerine yaşlı kadın düşü yorumlar ve Santiago'ya Mısır piramitlerine giderek hazineyi bulacağını ve zengin olacağını söyler. Yaşlı kadın delikanlıdan para almamış ancak hazineyi bulursa onda bir pay istemiştir. Sonrasında da delikanlıdan gitmesini istemiş ve bunun üzerine Santiago oradan ayrılmıştır.
Santiago hayal kırıklığı ile kadının yanından ayrılır ve bir bankın üzerine oturarak kitabını okumaya başlar. O sırada yanına yaşlı bir adam gelir ve Santiago ile konuşmaya çalışır. Adam kendisini Salem Kralı oldarak tanıtır. Yaşlı adam hayatta herkesin bir amacı olduğunu ve hazineyi bulması için yolculuğa çıkması gerektiğini anlatır. Bunun üzerine artık Santiago'nun önünde iki seçim vardır: Bunlardan birincisi koyunlarını ve aşık olduğu kızı bırakarak bilinmeyen bir yolculuğa çıkmak, diğeri ise bu yolculuktan vazgeçip şu anda olduğu gibi hayatına devam etmektir.
Zor bir karar verme sürecinin ardından Santiago koyunlarını satıp yola çıkmaya karar verir. İlk olarak Afrika'ya gider ve orada bir gümüşçü ile tanışır. Santiago orada bir billuriye dükkanında çalışrak Mısır'a gitmeye yetecek kadar para biriktir ve tekrar yola koyulur. Yolda bir İngiliz ile karşılaşır. İngiliz bakır madenini altına dönüştürme formülünü öğrenmek istemektedir ve bu nedenle simyacıyı aramaktadır. İkili tanıştıktan sonra İngiliz Santiago ile birlikte çöl yolculuğuna çıkmaya karar verir ve birlikte yola çıkarlar. Yolculuk boyunca İngiliz kitaplar okuyup yeni bilgiler keşfederken Santiago çevresini gözlemlemekte ve doğayı keşfetmektedir. Zorlu bir yolculuğun ardından çölde bir vahaya ulaşırlar. İngiliz simyacıyı aradığı yere gelmiştir. Santiago'nun ise Mısır'a ulaşması için daha gitmesi gereken yol bulunmaktadır. Santiago kaldıkları vahada Fatima adında bir çöl kızı ile tanışır ve ona aşık olur. Fatima ile evlenip burada onunla yeni bir hayat kurmayı düşünür. Fakat yolculuğuna devam etmesi gerektiğini ve keşfetmesi gereken şeyler olduğu gerçeğini kabul ederek tekrar yola çıkmaya karar verir. Yol boyunca birçok haydut ile karşılaşırlar fakat her defasında bu durumdan kurtulmayı başarmışlardır. Çoban sonunda zorlu yolculuğun son kısmını kendisi tamamlar ve piramitlerin olduğu yere gelir. Ardından elleriyle burayı kazmaya başlar. Kazmaya devam ettiği sırada iki haydut gelir ve Santiago'yu tehdit edip döverler. Santiago haydutlara onu öldürmemeleri için cebindeki tüm parasını verir. Haydutlar gittikten sonra Santiago sakince düşünerek aslında hazinenin burada olmadığını tam aksine yolculuğa başladığı yerde olduğunu kavramış ve evine geri dönmüştür.
Santiago eve döndüğünde kilise bahçesindeki firavunincirinin dibini kazmış ve bulmayı arzuladığı hazineye kavuşmuştur. Hazineyi bulan Santiago gülümseyerek geliyorum Fatima der hikaye bu şekilde son bulur.
Simyacı - Paulo Coelho Karakterleri:
- Santiago: Hikayenin ana karakteridir. Ailesi rahip olmasını istemiş fakat yeni yerler keşfetmek isteyen ve meraklı bir karaktere sahip olduğundan dolayı yeni yerler görmek için çoban olmuştur. Rüyasında gördüğü hazinenin peşinden giderek bu yolculukta kendini keşfetme fırsatı bulmuş ve ruhsal gelişim sağlamıştır.
- Melkisedek (Salem Kralı): Yolculuğu boyunca Santiago'ya rehberlik eden gizemli bir karakterdir. Santiago'ya kişisel menkıbesinin bulmasının önemini öğretmiş ve ona yol göstermiştir.
- İngiliz: Simya ile ilgilenen ve simyanın sırlarını arayan meraklı bir karakterdir. Santiago'ya yol arkadaşlığı ederek Mısır'a gitmesine yardım etmiştir.
- Fatima: Santiago'nun çölde tanıştığı ve aşık olup evlenmeyi düşündüğü çöl kadınıdır. Fatima karakteri gerçek aşkın hayalleri engellemek yerine desteklediğinin göstergesidir.
- Simyacı: Santiago ile çölde vahada tanışan ve ona akıl hocalığı yapan bilge ve gizemli bir karakterdir.
- Billuriyeci (Kristal Tüccarı): Santiago'nun soyulmasının ardından Tanca şehrinde ona iş vererek çalıştıran ve tekrar para kazanıp yolculuğuna devam etmesini sağlayan dükkan sahibidir.
Bu özet ve inceleme, Paulo Coelho'nun "Simyacı" adlı kitabını okumayı düşünüyorsanız sizin için faydalı olabilir. Simyacı, insanın aradığı hazinenin aslında çoğunlukla içimizde bulunduğunu ve kişinin kendisini keşfetmesinin en önemli serüven olduğunu okuyucularına anlatmaktadır.