Kırmızı Saçlı Kadın - Orhan Pamuk
16 yaşındaki Cem'in kırmızı saçlı bir kadından etkilenerek ona karşı hissettiği aşk ve Oedipus kompleksi ile Şehname'yi bir araya getirerek baba-oğul ilişkisini de anlatan Orhan Pamuk'un eseridir.

Erdoğancan Yüksel
6 dakika 19 saniye okuma süresi

Kırmızı Saçlı Kadın - Orhan Pamuk

Erdoğancan Yüksel
6 dakika 19 saniye okuma süresi
16 yaşındaki Cem'in kırmızı saçlı bir kadından etkilenerek ona karşı hissettiği aşk ve Oedipus kompleksi ile Şehname'yi bir araya getirerek baba-oğul ilişkisini de anlatan Orhan Pamuk'un eseridir.

Kırmızı Saçlı Kadın Konusu:
Orhan Pamuk'un "Kırmızı Saçlı Kadın" adlı eseri, Babasının aniden kaybolması üzerine ekonomik olarak sıkıntılar yaşayan ve annesiyle yeni bir hayata başlayan 16 yaşındaki lise öğrencisi Cem, yaz döneminde harçlığını çıkarmak için bir kuyu ustası olan Mahmut Usta'nın yanında çalışmaya başlamıştır. Geleneksel usulle kuyu kazan Mahmut Usta ile Öngören'e çırak olarak giden Cem arasında hem baba-oğul ilişkisi hem de usta-çırak ilişkisi gelişmiştir. Aynı zamanda burada gördüğü Gülcihan isimli Kırmızı Saçlı Kadın'a aşık olmuştur. Bu aşk Cem'in hayatında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Hayatında derin izler bırakarak yıllar sonra bile Cem'in zihninden silinmemiştir.
Roman, Cem'in Gülcihan'a duyduğu aşk üzerinden aşk ve suç temalarını, Mahmut Usta ile aralarındaki ilişki üzerinden de usta-çırak ve baba-oğul temalarını işlemektedir. Oedipus, Rüstem ve Sührab gibi klasik mitolojik hikayeler de bu ilişkiler bağlamında ele alınmaktadır.
Kırmızı Saçlı Kadın Özeti:
Cem Çelik 1980'li yıllarda İstanbul'da ailesiyle birlikte yaşayan bir lise öğrencisidir. Cem'in babası eczacıdır ve siyasi bir geçmişi vardır. Babasının siyasi geçmişinden tanıdığı arkadaşları zaman zaman eczaneyi ziyaret etmektedir. Cem de her gün babasına yemek götürdüğünden dolayı babasının bu arkadaşlarına dükkanda denk gelmektedir. Babasıyla hem daha fazla konuşmak hem de daha fazla ilgi görmek isteyen Cem, babasını çok sevmesine rağmen aralarındaki bu uzaklığın farkındadır. Bu nedenle Cem annesine daha çok bağlı bir çocuktur. Daha önceleri de evi terk edip sonrasında geri gelen babası bir gün aniden ortadan kaybolur ancak bu seferki gidişi farklıdır ve geri dönmez. Babasının gidişinden sonra maddi sıkıntılar çekmeye başlayan Cem önceleri Beşiktaş'ta Deniz Kitabevi adında bir kitapçıda işe başlar ve kitaplarla ilgilenmeyi sevdiğinden dolayı bu işinden memnundur. Fakat maddi durumları daha kötüye gidince annesi ile Gebze'ye teyzesinin kocasının müştemilatına taşınarak para vermeden oturmaya başlarlar. Üniversite sınavına hazırlanan Cem dershane parasını biriktirmek için eniştesinin önerisiyle tanıştığı Mahmut Usta'nın yanında kuyucu çırağı olarak işe başlar. Mahmut Usta Cem'i kuyuya indirmeyeceğine dair annesine söz verir ve annesi de Cem'e böylece izin verir.
Cem ve Mahmut Usta kuyu işi için İstanbul'un dışındaki Öngören kasabasına giderler. Kuyuyu kazdırmak isteyen kişi iş adamı Hayri Bey'dir. Hayri Bey kuyunun kazılacağı arazide su bulunması durumunda araziye kumaş fabrikası açmak istemektedir. Mahmut Usta arazide su bulması durumunda Hayri Bey tarafından ödüllendirilecektir. Arazide su bulma işine Mahmut Usta ve Cem'in yanında Hayri Bey'in getirdiği Ali de çırak olarak katılır. Mahmut Usta araziyi dolaştıktan sonra kuyuyu kazacağı yere karar verir ve üç kişi birlikte kuyu kazma işine başlarlar. Mahmut Usta kuyu kazma işini yaparken çıraklar kuyudan çıkan toprağı arazinin diğer ucuna araba ile taşımaktadırlar. Gün sonunda Ali evine dönerken Mahmut Usta ile Cem birlikte çadırda kalırlar. Akşamlarını birlikte yemek yiyip televizyon izleyerek geçiren Cem ve Mahmut Usta, ihtiyaçlarını almak için arada Öngören kasabasına da uğrarlar.
Mahmut Usta ile Cem kısa zamanda birbirine alışmış ve iyi anlaşmışlardır. Cem Mahmut Usta'yı babası gibi görmeye başlamış ve ustasına karşı içinde büyük bir saygı oluşmuştur. Mahmut Usta ile Öngören'e gittikleri bir akşam Cem Kırmızı Saçlı Kadın ile ailesiyle karşılaşmış ve ilk görüşte bu kadına aşık olmuştur. Kırmızı Saçlı Kadın ve ailesini ustasından gizli olarak meyhaneye kadar takip eden Cem meyhanede Kırmızı Saçlı Kadın ve ailesi ile tanışır. Biraz konuştuktan sonra onların bir aile değil tiyatrocu bir grup olduğunu anlar.
Cem akşamları Öngören'e geldiklerinde ustasından gizli şekilde giderek tiyatro çadırının etrafında dolaşmaya başlar fakat içeri girmeye cesaret edemez. Sonraki günlerde meyhanede Kırmızı Saçlı Kadın'ın kardeşi sandığı Turgay ile karşılaşır. Turgay'a tiyatro çadırına girmek istediğini söyleyen Cem ertesi akşam tiyatro çadırına girmeyi başarır. Cem daha önce kitapçıda okuduğu Kral Oidipus’un hikayesini Kırmızı Saçlı Kadın'ın da oynadığı tiyatro oyununda canlı olarak izlemiştir. Tiyatronun sonunda Cem ile Kırmızı Saçlı Kadın Öngören sokaklarında beraber dolaşıp sohbet ederler ve sonrasında Kırmızı Saçlı Kadın'ın kaldığı eve giderler. Bu konuşma esnasında Cem,Turgay'ın Kırmızı Saçlı Kadın'ın kardeşi değil kocası olduğunu öğrenir. Turgay'ın İstanbul'da olduğu o gece Cem ve Kırmızı Saçlı Kadın birlikte olurlar. Sabaha karşı çalıştığı yere dönen Cem yaşadığı bu geceyi aklından çıkaramamıştır.
Uzun zamandır kuyu kazma işine devam etmesine rağmen Mahmut Usta suyu henüz bulamamıştır. Hayri Bey suyun bulunacağından umudunu kesmeye başlamış eğer iş uzamaya devam ederse Mahmut Usta'ya artık ödeme yapmayacağını söylemiş ve yanına çırak olarak gönderdiği Ali'yi Mahmut Usta'nın yanından almıştır. Mahmut Usta ile ikisi kalan Cem için işler eskisi kadar kolay olmamıştır ve Cem Mahmut Usta'ya yardım etmekte zorlanmaya başlamıştır. Uykusuz ve yorgun olduğu bir gün Mahmut Usta ile çalışan Cem kuyunun dibinden çektiği kovayı elinden kaçırır ve dolu kova kuyunun içine düşer. Cem Mahmut Usta'ya defalarca seslenir fakat Mahmut Usta'dan ses gelmez. Bunun üzerine Cem yardım istemek için Öngören'e koşar ve Kırmızı Saçlı Kadın'ın kaldığı eve gider. Kapıyı başka biri açar, Kırmızı Saçlı Kadın ve diğerlerinin gittiğini söyler. Cem telaş içinde araziye geri döner fakat Mahmut Usta'dan hala bir ses yoktur. Eşyalarını hızlıca toplayarak Öngören'e gider ve İstanbul'a giden ilk trenle Öngören'den kaçmış, Mahmut Usta'yı kuyuda bırakmıştır.
Cem eve döndükten sonra olanları kimseye anlatmaz ve uzun bir süre kendisini polislerin gelip alacağını düşünür. Bu süreçte aynı zamanda oldukça fazla vicdan azabı çekmektedir. Üniversite sınavına hazırlanan ve eskiden çalıştığı kitabevinde çalışmaya devam eden Cem üniversiteyi kazanarak jeoloji mühendisliğini seçer. Üniversite okuduğu yıllarda eniştesinin akrabası olan Ayşe'ye eniştesinin ricası ile yardım etmeye çalışır. Daha sonra ikilinin arasındaki arkadaşlık aşka dönüşür ve üniversiteden sonra Ayşe ile Cem evlenirler. Cem'in hayatı düzene girmiş olsa da Öngören'de olanları ve Kırmızı Saçlı Kadın'ı unutamamıştır.
Cem ile Ayşe'nin çocukları olmaz, bu durumdan dolayı birçok doktora giderler. Fakat başarılı bir sonuç elde edemezler ve zamanla çocuk yapma düşüncesinden vazgeçerler. Başarılı bir kariyer sürdüren Cem ilerleyen yıllarda Ayşe ile bir inşaat firması açarlar ve adını da "Sührab" koyarlar. Şirket kısa sürede oldukça büyür ve Cem yaptığı işi bırakıp Sührab'ta Ayşe'ye yardım etmeye başlar. Birçok yerden arazi alan şirketin aldığı arazilerden birisi de Öngören'dedir. Bu süreçte velayet davası açılan Cem, Kırmızı Saçlı Kadın'dan Enver adında bir oğlu olduğunu öğrenir. Başlangıçta Ayşe bu durumdan haberdar olmasa da sonradan Enver'in Cem'in oğlu olduğunu öğrenmiştir.
Sührab'ın Öngören'de aldığı iş üzerine Öngörenliler Cem'in eskiden orada kuyucu çırağı olarak çalıştığını bidikleri için arsalarını ucuza satmak istemezler. Bunun üzerine iyi bir izlenim yaratmak ve işi çözmek için Cem Öngören'e gider. Burada Kırmızı Saçlı Kadın'ı görür ve sohbet ederler. Cem oğlu Enver'i görmek istese de oğlu bunu istememektedir.
Geçmişte Mahmut Usta ile kuyu kazdıkları yeri görmek isteyen Cem, Öngören hızla büyüyüp değiştiği için kuyunun yerini tam olarak bilmemektedir. Kırmızı Saçlı Kadın kuyuyu göstermesi için Serhat adında birini önerir ve ikili birlikte kuyunun kazıldığı eskiden boş olan fakat şimdi üzerinde fabrika olan araziye doğru giderler. Yolda Cem Serhat ile konuşurken oğlu Enver hakkında bilgiler edinir. Serhat ile Cem kuyunun bulunduğu karanlık alana geldiklerinde Serhat birden ortadan kaybolur. Bu sırada Ayşe Cem'i arayarak yanındaki kişinin oğlu enver olabileceğini söyler ve Cem'i dikkatli olması konusunda uyarır. Bu uyarı üzerine Cem beraber geldiği kişinin Serhat değil de oğlu Enver olduğunu anlar. Geri gelen Enver ile Cem baba oğul olarak karşılıklı tartışırlar ve Cem silahına davranır. İkili boğuşurken silah ateş alır ve Cem vurulup kuyuya düşer ve ölür.
Babasını vurması sonucu Enver cezaevine gönderilir fakat silahın Cem'in üzerine kayıtlı olmasından dolayı suçu hafiflemiştir. Cezaevinde annesinin ısrarı üzerine hikayenin anlatıldığı bu kitabı yazmaya karar vermiştir.
Kırmızı Saçlı Kadın Karakterleri:
- Cem Çelik: Hikayenin ana karakteri olan Cem liseye gittiği dönemde kuyu kazma işi için çırak olarak gittiği Öngören'de Kırmızı Saçlı Kadın'ı görüp aşık oluşu hayatını derinden etkilemiştir. Sonradan oldukça zengin olan Cem Öngören'deki günlerini ve Kırmızı Saçlı Kadın ile yaşadıklarını unutamamıştır.
- Kırmızı Saçlı Kadın: Gerçek adı Gülcihan'dır. Romana da ismini veren kişi olan Gülcihan aynı zamanda tiyatro sanatçısıdır. Gençliğinde Cem'in babası Akın Çelik ile de ilişkisi olmuş fakat o dönemde ayrılmışlardır. Cem'in babasına olan benzerliği ilgisini çekmiştir. Cem'in Öngören'de çalıştığı günlerde Cem ile birlikteliğinden hamile kalmıştır. Bunun sonucunda Cem'in uzun yıllar sonra öğrendiği Enver adında oğulları olmuştur.
- Mahmut Usta: Babasından öğrendiği kuyuculuk mesleğini devam ettiren oldukça deneyimli bir kuyu ustasıdır. Cem'in yanında çırak olarak çalıştığı dönemde aralarında usta çırak ilişkisinin yanında baba oğul ilişkisi de yaşanmıştır. Cem Mahmut Usta'nın öldüğünü düşünse de Mahmut Usta kuyuda yaşanan kazadan sağ kurtulmuş fakat omuzunda bu kazanın sonucu olarak ufak bir sakatlık kalmıştır. Kurtulduktan sonra kazdıkları kuyuda suyu bulmuştur. Cem'in Öngören'e gelmesinden birkaç yıl önce vefat etmiştir.
- Enver: Kırmızı Saçlı Kadın ve Cem'in oğludur. Muhasebeci olan Enver aynı zamanda yazarlık konusunda oldukça heveslidir. Babasına olan kızgınlığından dolayı velayet davası açmayı reddetmiş olsa da annesinin ısrarı üzerine davayı açarak Cem'in oğlu olduğunu resmi olarak kanıtlamıştır.
- Ayşe: Cem'in üniversite döneminde tanışıp aşık olduğu ve sonrasında evlendiği eşidir. Eczacılık okumuş olan Ayşe'nin Cem' ile çocukları olmamış fakat ikili bu durumu sorun etmeyip mutlu bir evlilik yaşamışlardır.
- Akın Çelik: Cem'in babasıdır. Bir gün aniden Cem ve annesini terk etmiştir. Cem yıllar sonra babası ile karşılaşmış, babasının başka bir kadınla hayatını sürdürdüğünü öğrenmiştir.
- Asuman Çelik: Cem'in annesidir. Babasından istediği ilgiyi göremeyen Cem annesine oldukça bağlıdır. Kocasının onu ve oğlunu terk etmesi üzerine ekonomik olarak zor günler yaşamışlardır.
Orhan Pamuk'un "Kırmızı Saçlı kadın" adlı eseri, sadece bir aşk hikayesi olmanın dışında baba-oğul ilişkileri ve vicdan üzerine de düşündüren bir hikayedir. "Kırmızı Saçlı kadın" kitapseverler için güzide bir okuma deneyimi sunmaktadır.
Benzer İçerikler

Kafamda Bir Tuhaflık - Orhan Pamuk
İstanbul'un değişim sürecini ve genç yaşta köyünden İstanbul'a göçmüş ve babasından öğrendiği mesleğini devam ettirmeye çalışan bir sokak satıcısının hayatını keşfedeceğiniz Orhan Pamuk'un güzide kitabıdır.
26 Temmuz 2024
4 dakika 0 saniye okuma süresi

Masumiyet Müzesi - Orhan Pamuk
Kemal ve Füsun arasındaki trajik aşk hikayesinin konu alındığı ve 1970'lerin İstanbul'unun da anlatıldığı aşk, takıntı, nostalji ve kaybolan zaman temalarının işlendiği Orhan Pamuk'un harika kitabıdır.
29 Temmuz 2024
4 dakika 14 saniye okuma süresi